www.mucahideler.de.tl
 
Menü
Hoşgeldiniz....
Hz.Muhammed(sav)
IGMG
Savunan Adam..!!
Anneme Mektup..
Ask nedir?
Bayraklar...
Kabe...
Müslüman kadının giyim şekli nasıl olmalıdır?
Şerefsizler....!!!
Camiiler...
4 Kelime.....
Anne ve Baba hakkinda dikkat etmemiz gerekn husular sunlardir..
Ey Nefsim.. !!
Hiç Böyle Dostunuz Oldu Mu..!!!
Popüler İslam..!!
Ibretlik Resimler....
Acı ama gerçek...!!
Güller...
Karikatürler..
9-8-7-6-5-4-3-2-1-0 Ne Demek ?
Hz.Mevlana
Kas yolmak günahmi aceba?
Ne mutlu..
Düşünün Bakalım Başarı Sürecinin Her Aşamasında İçinde Neden 'Allah' Geçen Bir Kelime Kullanırız?
Kısa kısa...
Ana Kuzusu...
Peygamberimiz gelse..
Das Menschenbild im Islam
´´Sac bakimi yerine Basörtü bakimi….´´
Sigara icmenin faydalari...
Süper Hatlar...
Annemizden neler ögreniyoruz..??
Borc..!
Bir zamanlar..
Mehmet Akif Ersoy/ Istiklal Mars/ Mehmetcikler
Dehset bir Insan..!!
Dogrular..!!
Arkadaslik..
SEVGILIYI SEVMEK
Yesil Elbise...
Hayat Tarifi...
Ögrenci Şiiri...
Hangi cizgi Film kahramanisiniz ögrenin..
Peygamber Kıssaları..
Şehit kime denir?
Yüzüklerdeki kıymetli sözler ..
Bunları Bilmiyordunuz :) Değil mi ?
Kuran'da Sabrın Önemi...
Ömür, Ezanla Namaz Arası Kadardır....
Üc soruya Üc güzel cevap..
AHV (Ahiret Hava Yollari)
Hat/ Allah yazisi..
Mucahideler-Forum
Linkler
Umfrage
Gästebuch
Biz Kimiz=?
Bizim Merkez
Kaynaklar...
Mucahideler-Chat
Milli Görüs Radyo
 

Copright by Mücahideler

Popüler İslam..!!

Popüler İslam


ein Bild

Anne rock müzik dinlemek günah mı? Yeşil başörtüme siyah bone taksam olur mu? Bu sefer kelebek mi bağlayayım yoksa bluzumun içine mi koyayım başörtümü… Bu renk makyaj açmamış başörtünü, pastel tonlar kullanmalıydın… Rock dinle ama başını çok sallama, ne o öyle zikir çeker gibi… Bu düşük bel eteğin üstüne degaje yaka mor bir süveter gider değil mi? Hayatım iki hafta oldu değiştireli parfümümü fark etmedi bile! Ben sana söylemiştim şu pahalı olan parfümü al daha kalıcı olur diye..
ein Bild
Bu saç spreyini sıkıyorsun başörtün kalıp gibi oluyor, gün içinde hiç bozulmuyor. Msn de tanıştık, yüz yüze hiç görüşmedik ama yıllarca tanıyor gibiyiz birbirimizi ve ciddi(!) düşünüyoruz, caiz mi bu durumumuz yoksa engelleyip sileyim mi onu….
Çocuklarımızdan, en yakınlarımızdan bazen kendimizden yükselen bu çetin sorular, bu absürd dialoglar hangi sürecin meyveleri? Hiç düşündük mü? Alnı belki de hala aynı seccadede secdeye değen bizler sadece aşınan seccadelerimizi mi koruyabildik, biz belki bir namaz vaktinde iken, ya da tesbihat çekerken birileri geldi ve bizden habersiz her şeyimizi çaldı ve yerine bu suni bu yapmacık hayatı mı bıraktı?
Kimi suçlayabiliriz…
Kimliğimiz sorulduğunda hemen hemen hepimiz hiç de tereddütsüz tek nefeste "Müslüman" diye tanımlıyoruz kendimizi, ama şöyle bir bakınca bir yerlerde ters giden bir şeyler olduğunu hissetmemek mümkün mü?
Biliyoruz
21. yüzyıl müslümanıyız , belki de kullandığımız jargon kendimize atfettiğimiz “dindar” yaftası aslında bizim görüntü resmimiz, msn kutucuklarında kendimizi ifade etmek amacı ile kullandığımız bir avatar ve nefsimizden çok uzak, kimbilir! Bu satırlar ürküttü değil mi bizi...
Ama Biliyoruz ki,
Aynada gördüğümüz şekil, ne o kalın “islam ilmihali” kitaplarından, ne eli öpülesi hocaefendilerden ne de Efendimizin(sas) mübarek ashabından öğrendiğimiz ”mü´min modeli” ...değil işte
Hangimiz inkar edebiliriz ki tüm bu açmazları yaşamadığımızı, oysa hepimiz müslüman olmanın şerefini gururla taşırız öyle değil mi?Peki eğer bugün bu halimizle bizler "ideal müslüman" isek yirmi yıl evvel neydik o zaman...

Her birimiz bir an içimize yolculuk yapalım son yıllarda yaşadığımız bu baş döndürücü değişime bir göz atalım istedik, dinlendiğimiz müzik türü, giydiğimiz giysiler, bulunduğumuz sosyal ortamlar değişimin şiddetini apaçık ortaya koymakta aslında…

Şimdi kalkın ve elbise dolabınıza doğru yol alın, çok değil 10 yıl önce giydiğiniz koyu renk bol pardesülerin yerini şimdilerde; kısa dar kesim ceketlerin aldığını göreceksiniz, peki ya şu etek, yalnız giyemiyordunuz değil mi üzerine muhakkak bir dış elbise geçirirdiniz sokağa adım atmadan hatırlıyor musunuz? Kullanmadığınız ne kadar çok ipek başörtünüz var aslında, rengi ve deseninin mi modası geçmişti şu siyah olanın yoksa 1 buçuk metre olması ergonomisini bozduğu için yeterince kullanışlı mı değil artık….

Değişimi sadece Müslüman kadın üzerinden anlatmaya kalkmak en hafif tabirle haksızlık olur tabi ki, evin reisi de elbette bu kaçınılmaz dönüşümden nasibini epeyce aldı; Beyler bir düşünün birkaç yıl öncesi katıldığınız arkadaş sohbetlerinde ne de çok şey öğreniyordunuz, yaşadığınız hayatı asr-ı saadete çevirmek için kendi kendinize sözler veriyor ve bugününüzden utanıp tövbeler etmiyor muydunuz?
Ve hepiniz birer Ammar birer Musab olarak ayrılmıyor muydunuz bu ihya seanslarından? Ne oldu da lüks bir araba, pahalı bir takım elbise içinizi bu denli değiştirebildi, bilmem hangi firmanın bir kravatını boynunuza takmak mı yok etti bütün esrarı….

Aslında biz Türkiyeli Müslümanların kaderini de dünyada bu dalga ile başlayan İslam düşmanlığı ve müslüman avı yön vermiş oldu bir yerde, etkisini küsümseyemeyeceğimiz kadar çok iz bıraktı dünyada esen bu rüzgar, hoşgörü dini islamı (haşa) temize çıkarmamızı gerektiriyordu acilen, her müslümanın terörist(!) olmadığını ispat etmeliydik.
 

Bunun peşi sıra gelen sonuç; ülkemizi dünya coğrafyasında bir "Dinler Müzesi"ne çevirmek ve müslümanın o kendine has dokunulmazlarına nev´i şahsına münhasır kimlik değerlerinden ödün vermek oldu,
Hızla kaybediyorduk…
Bu post modern darbenin muhafazakar kesim üzerindeki olumsuz etkileri siyasette de yeni açılımlara ilham verecekti ilerleyen yıllarda, rencide edilen müslümanın bağrından kopan bir grup siyasetçi toplumun bilinçaltına "bakın bizi seçerseniz, çocuğunuz hem dinini öğrenir hem başörtüsü ile okula girer, hem görmüyor musunuz bizim eşimiz, kızımız da başörtülü, geçmişimize dair sağlam referanslarımız da var.."
mesajı gönderip bir yandan da mevcut sisteme şirin görünmek adına " olur mu efendim değiştik biz, o gömleği çıkardık, falanca gömleği giydik…" türünden sevimsiz taklalara şahitlik edecekti zaman. Adını “muhafazakar demokrat” koyan, ancak "demokrasinin muhafazasını çok da tesis edemeyen" bu iktidar olup muktedir olamayan taife, Popülist İslam sürecine gözle görülür bir ivme kazandıracaktı…
Böylelikle bu dönemde alternatif başörtme tarzları stilleri ortaya çıkacak, pardesülerin yerini devrin modası esvaplar alacak, makyajına göre başörtüsü seçilecek, Mümine hanım modern Avrupalı ile geleneksel Müslüman tipi arasına sıkışıp kalacaktı, Hatta memleketin ünlü ve de etkili kalemleri onlar hakkında dalgasını geçecek "reçel yapamayan müslüman kadın" adı altında yeni bir "ırk" bile oluşturacaktı…
"Toplumun dejenerasyonu kadından başlar" düsturundan yola çıkacak olursak kokuşmuşluğun, ağır olacak belki ama çürümüşlüğün mikroskobik göstergeyi çoktan aştığını görürüz.
Ancak kapitalizmin pençesinde islami varoluşunu korumaya çalışan erkekler de bu dönemden ziyadesi ile nasiplerini almış,
hatta iş öyle bir safhaya varmıştır ki; yine hepimizin hafızasında tazeliğini korumaktadır, bu cenahın kimi erkekleri eşleri falanca şarkıcıya benzesin diye renkli göz lensleri taktırıp binbir makyajla düşlerindeki estetiğe dünyada ulaşmaya kalkışmıştır, oysa sadece birkaç yıl öncesine kadar cennette kendilerine verilecek hurilere inanan dindar ağabeylerimiz, bu davranışı ile firdevsi dünyaya getirmeye mi hedeflemişti bilinmez.
Ve gençler...
Neslin ne denli çağa entegre olduğunu belki de en iyi onlara bakarak anlamak mümkün, 20 yıl önce doğan genç delikanlılar, hanım kızlar.
Adları, mücahid yasir, sümeyye, sevde, fatıma tüzzehra olan bu genç hanım ve delikanlılar adları ile kendilerine yüklenen ağır misyonun ne kadar farkında, isimleri ile sembolize edilen kahramanların ne kadar yakınında? Orta sınıfın üzerinde bir aileye mensup müslüman, imam hatipli delikanlı(!) son model jipi ve seçkin arkadaşları ile sabah ezanında eğlence mekanlarından evine pekala dönebilmekte ve bunda gayri ahlaki hiçbir tutarsızlık görmemektedir, bir şehir efsanesi haline gelen "fethi paşa korusu" hikayelerine burada değinmeye, çoğumuzu demoralize etmeye çok de gerek yok herhalde, hadi ailelerin yükünü biraz hafifletelim ve suçu biraz da çağın değişen şeraitlerine atalım,
Söz gelimi diyelim ki, değişen dünyanın gelişen teknolojisi sosyal hayatı allak bullak etti, devam edelim, yazılı kuralları olmayan bu sanal portalın sözlü görgü ve ahlak kriterlerini de koymakta başarılı olamadık, bu nimeti islam´a uygun hale getiremedik.
Haksız sayılmayız değil mi?
Hayatının tam merkezine damdan düşer gibi gelip kurulan internetle tanışan muhafazakar gençlik ne yazık ki ilerleyen süreçle bu bilinci de layıkı ile oturtamayacak, insani ilişkileri bu minvalde sürdürecek, bu sanal ortamlarda kavga edip, burada aşık olacak, burada ayrılacak, burada evlenecektir.
Ve işin en ilginç tarafı bu tariflere sığmayan iletişim türü bir süre sonra legal sayılacak, bir çoğumuz bu tür sapmaları(!) normal kabul etmeye başlayacağız.
Oysa dışımızda devam eden dünyada en yakınımız Ortadoğuda insanlar hala dini, namusu, vatanı için canını vermeye devam edecek, bizlerse evlerimizde bir belgesel tadında izleyeceğiz bu trajediyi,
sorumlu saydıklarımızı riyakar bir biçimde lanetlerken, yaşananların bir parçası olduğumuzu unutacağız hep… Bir de bu çelişkinin yükü yüklenecek omuzlarımıza, dinleri uğruna "cihat" eden insanları gördükçe içimizden kimileri utanacak bu da iyi bir gelişme olarak yazılacak yenilgi hanemize...
Türkiyede Müslüman değişti, değişmeye devam ediyor, Bu dönüşüm süreci nerede "dur" diyecek nerede "ey müslüman yeter artık senden beklenen yozlaşının sınırı bu" deme merhametini(!) gösterip, bizlerin yakasını bırakacak kestirilemez ama;
Tesettür Defilesi adıyla kendini sunan, dışı iğreti bir biçimde yakışıksız kapatılmış ,aslında bizim onları yarı çıplak görmeye alışık olduğumuz vitrin kadınlarını zevkle seyretmeyi ne zaman bırakırsak değişimi en azından kontrol altına almayı başaracağız demektir.

 
ein Bild


Ziyaretci sayimiz.. 14458 Besucher (30892 Hits)
 
 
<Kac kisi girdi
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden